Zarafet ve kalitenin buluştuğu noktada, Maxx Doria'nın hikayesi başlar.
1972 yılında kurulan, köklü sektör tecrübesine sahip bir şirketin bilgi birikimiyle güçlenen Maxx Doria; sofraları ve yaşam alanlarını güzelleştirme hayaliyle doğmuştur. Arkasında yarım asrı aşkın birikim bulunan marka, her koleksiyonunda zarafet ile işlevselliği bir araya getirerek yalnızca sofraları değil, yaşamın tamamını estetik bir deneyime dönüştürmeyi amaçlar.
Yarım asrı aşkın bu deneyimimiz sayesinde müşterilerimizin taleplerini dikkatle dinler, beklentilerini zamansız tasarımlara dönüştürürüz. Bugün birçok ülkede üretim yapan küresel bir marka olarak yalnızca sofraları değil, yaşamın bütününü güzelleştirmeyi de hayal ederiz. Çünkü zarafet, gelip geçici bir moda akımı değil; zamanın ruhuna işlenen kalıcı bir duruştur.
Ürünlerimiz dünyanın birçok ülkesinde yürütülen üretim ve tasarım süreçlerinden doğar. Böylece her parça; küresel bir vizyon, çağdaş teknoloji ve zanaatkârlığın inceliklerini aynı anda yansıtır. Maxx Doria, ürünlerini hem kendi satış kanalları hem de seçkin perakende noktaları aracılığıyla tüketicilerle buluşturur.
Ticaret anlayışımızın temelinde dürüstlük, güven, kalite ve doğru fiyat politikası yer alır. Ek olarak kullanıcıların beklentilerini ürüne dönüştürerek gelişmeyi, geleceği şekillendirmeyi ve sofralara şıklık kadar konfor ile işlevsellik katmayı da ilke ediniriz. Tasarım yaklaşımımızda ise zamansız şıklık, sadelik ve işlevsellik ön plandadır. Alanında uzman endüstriyel tasarımcıların imzasını taşıyan koleksiyonlarımız, bu değerleri yansıtarak hem günlük yaşamda hem de özel davetlerde kalıcı bir zarafet sunar.
Geçmişin ihtişamıyla geleceğin hayalini tek bir dokunuşta buluşturan Maxx Doria; zanaatkârlığın inceliklerini modern teknolojiyle harmanlar, her koleksiyonunda zamansız bir şıklığın izini sürer. Her obje bir deneyim yaratacak şekilde tasarlanır; yalnızca bir eşya değil, aynı zamanda duyusal bir hatıraya dönüşür. Çünkü bize göre gerçek lüks; sadece güzel olanı değil, kalıcı olanı da yaratmaktır. İşte biz de bu zarafetten ilhamla yalnızca sofraları değil, yaşamın tamamını güzelleştiren bir estetik anlayışı hayal ettik. Bugün Maxx Doria’nın vizyonu, bu hayali geleceğe taşımaktır.
Her bir kreasyonun ardında, derin bir hikâyeye olan tutkumuz yatıyor.
Maxx Doria, ismini ilham verici bir aşk hikayesinden almıştır. İtalyan Doria'nın zarafeti, detaylara olan bağlılık ve tutkusu, markanın ruhuna işlenmiştir. İngiliz olan Maxx'ın her işe kalbini koyması, Doria ile başlayan o sonsuz bağı arzulayışının bir yansımasıydı. Kaderleri ayrılsa da Maxx, Doria'ya olan aşkını mühürleyerek dünyayı dolaştı. Bu yolculuk, Maxx Doria'nın ilham aldığı farklı kültürlerin ve zanaatların keşfine benzer bir arayıştı.
Dünyanın dört bir yanından narin porselenleri, büyüleyici desenleri, sade şıklığı ve el emeğinin sıcak dokunuşunu, Maxx Doria için titizlikle bir araya getirdi.
Bugün her Maxx Doria ürünü, bu tutkulu aşkın sessiz bir hatırası olarak duruyor. Bu anlamlı parçalar, tasarımlarıyla zamansız zarafeti sofranızla buluşturuyor. Maxx Doria, zarafetiyle konuşan, her detayıyla ilham veren ve aşkın izlerini sonsuza dek taşıyan bir mirastır.
Özenle hazırlanan bir sofra, sahibinin zarafetini ve özenini yansıtır. Biz de aynı prensiple hareket ederek, müşterilerimizin bize duyduğu güveni her aşamada sağlamlaştırıyoruz. Güven, yalnızca ürünlerimizin kalitesinde veya zamansız tasarımlarımızda değil, hizmet anlayışımızda da kendini gösterir. Müşterilerimizin koleksiyonlarımızla tanıştığı ilk andan, sofralarını bizim ürünlerimizle donattıkları ana kadar her temas noktasında mükemmellik sunmayı amaçlıyoruz. Kişiye özel yönlendirmeler, sağlam malzemeler ve detaylara gösterdiğimiz titizlik ile yalnızca kaliteli ürünler sunmuyor, güveni markamızın temel ilkesi olarak düşünüyoruz. Çünkü sofra, yalnızca bir yemek deneyimi değil; zarafetin, özenin ve kişisel tarzın yansımasıdır. Markamız, her tabağın kıvrımından el işçiliğiyle parlatılmış çatalın ağırlığına kadar her ayrıntının kalite sözümüzü yansıtmasını sağlar.
Hızlı tüketimin anlamı azalttığı bir dünyada, biz kalıcılığı ön planda tutuyoruz. Günlük sofraları bile sanata dönüştüren tasarımlarımız yalnızca işlevsellik sunmakla kalmaz, aynı zamanda duyulara hitap eden estetik bir deneyim de sunar. Bu doğrultuda Maxx Doria ürünleri, her zaman üstün kaliteli malzemelerden üretilir ve modern tasarımlarıyla kendini öne çıkarır.
Yemek kültürlerinin zenginliğinden ilham alan Maxx Doria ürünleri; Akdeniz, Asya, Avrupa ve Orta Doğu gibi çeşitli bölgelerin tatlarını, renklerini ve dokularını yansıtır. Her ürün; bu coğrafyaların tatlarını, renklerini ve dokularını sofra estetiğiyle birleştirir.
Her masa bir kimlik taşır. Maxx Doria ürünleri, herkesin kendi tarzını yansıtabileceği özgün bir masa düzeni kurulmasına olanak tanır. Farklı tasarım, desen ve renk seçenekleriyle sunulan koleksiyonlar; yemek anlarını kişisel bir deneyime dönüştürür.
Sofranın geleceği yalnızca sunulan yemekle değil, nasıl sunulduğu ve temsil ettiği değerlerle de şekillenir. Lüks ve sorumluluğun bir arada var olabileceğine inanıyor, sürdürülebilirliği tasarımlarımızın temel taşı haline getiriyoruz. Etik kaynaklardan elde edilen malzemeler, bilinçli üretim süreçleri ve uzun vadeli bir vizyon doğrultusunda şekillenen her ürünümüz hem geçmişin mirasına hem de geleceğin inovasyonuna saygı gösterir.
Üretim ortaklarımız, çevresel ve etik standartları en üst seviyede tutarak, sunduğumuz zarafetin doğaya zarar vermeden var olmasını sağlar. Ambalajdan teslimata kadar her aşamayı çevresel etkimizi minimize edecek şekilde tasarlıyor, sürdürülebilirliği yalnızca bir seçenek değil, zarafetin ayrılmaz bir parçası haline getiriyoruz.
Sofra kültürünün geçmişine bakıldığında, her dönemde vizyon sahibi kadınların bu alana yön verdiğini görmek mümkündür. Günümüzde de kadınlar; tasarım, el işçiliği ve misafirperverlik anlayışlarıyla sofraların geleceğini şekillendirmeye devam ediyor.
Zarafet, başkalarının çizdiği sınırlarla değil; bir kadının kendi değerleriyle, seçimleriyle ve dünyaya bakışıyla inşa edilir. İster zarafeti ön planda tutan bir tasarımcı, ister sofraya ruh katan bir zanaatkâr olsun; kadınların katkısı her koleksiyonumuzun ruhunda hissedilir ve hissedilmeye devam da edilecektir. Çünkü biz, bir sofranın yalnızca bir düzen değil; bir duruş olduğuna da inanıyoruz. Dolayısıyla gerçek estetik, kişinin kendini ifade edebilme özgürlüğüdür.